Aydın Hasan – Bu antlaşma ile Yunanistan’daki Batı Trakya Türk Azınlığı’nın statüsü de belirlendi. 24 Temmuz, aynı zamanda 1995 yılında şüpheli bir kazada hayatını kaybeden azınlık lideri Sadık Ahmet’in vefat yıl dönümü.
Kıran’ın ziyareti
Sadık Ahmet’in ölüm yıl dönümü vesilesiyle dün Gümülcine’de yapılan anma törenine Türkiye’yi temsilen Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran katıldı. Kıran, iki ülke arasındaki ilişkilerin gerildiği bir dönemde Türkiye’nin Batı Trakya’daki Türk Azınlığı’na sahip çıktığı mesajını yineledi. Sadık Ahmet’i anma etkinliklerine katılan ve ailesiyle bir araya gelen Kıran, Yunan Hükümeti’nin yok saydığı Türk azınlığa ait kurum ve kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi. İskeçe’ye de geçen Kıran, merhum İskeçe Müftüsü Ahmet Mete’nin kabrini de ziyaret etti.
Örtülü zulüm
Peki Sadık Ahmet’i bir lider olarak ortaya çıkaran koşullar nelerdi? Yunanistan, hakları Lozan Antlaşması’yla belirlendiği için Batı Trakya’daki Türk halkına karşı açıktan bir tutum içine girmekte zorluk yaşıyordu. Ancak bunun yerine neredeyse bir yüzyıla yaklaşan zaman dilimi içinde örtülü yöntemlerle, Türk halkını göç etmeye zorladı. Kalanları ise asimile ederek Türklüklerini kaybettirmek istiyordu. Bu şartlar içinde Batı Trakya’da bir lider ortaya çıkacaktı: Sadık Ahmet.
Ankara Tıp’ta okudu
Sadık Ahmet, 7 Ocak 1947’de Gümülcine’nin Küçük Sirkeli köyünde dünyaya geldi. İlkokulu köyündeki azınlık okulunda, orta ve liseyi Gümülcine’deki Celal Bayar Lisesi’nde aldı. 1966’da Ankara Tıp Fakültesi’ne girdi. Ancak buradaki eğitimini keserek, Selanik’teki Tıp Fakültesi’ne devam etti. 34 ay süren askerliğini Yunan Ordusu’nda, piyade er olarak yaptı. Cerrah olarak ihtisas yaptığı dönemde, Türk toplumunun sorunlarına eğilmeye başladı. O bir Türk’tü ve hiç bir şartta Türklüğünün inkarını kabul edemezdi.
Kıran, anmanın ardından Sadık Ahmet’in ailesiyle bir araya geldi.
‘Türk kalacağım’
Gümülcine’de muayenehanesi bulunan Sadık Ahmet, 1985’te Batı Trakya çapında bir imza kampanyası başlattı. Amacı Batı Trakya Türklerinin sorunlarını dünya kamuoyuna duyurmaktı. Yaklaşık 150 bin imza topladığı bir sırada 8 Ağustos 1986’da tutuklandı. 1988’de bu kampanyadan ötürü 30 ay hapis cezasına çarptırıldı. 18 Haziran 1989 seçimleri öncesinde milletvekilliği adaylığı iptal edildi. 26 Ocak 1990’da Batı Trakya Türklerine “Türk” diye hitap ettiği için hapis cezasına çarptırıldı. Sadık Ahmet, bunun üzerine, “Ben sadece Türk olduğum için hapse atılıyordum. Türk olmak suçsa, burada Türk olduğumu ve öyle kalacağımı tekrar ediyorum” diyecekti. İki ay hapis yattıktan sonra, hapis cezası para cezasına çevrildi ve serbest bırakıldı. 8 Nisan 1990 milletvekili seçimlerinde aday oldu ve ikinci kez bağımsız milletvekili seçildi.
Doktor Sadık abimizdi
1980’li yılların başında Gümülcine Celal Bayar Lisesi’nde orta birinci sınıf öğrencisi iken Osmanlı Dönemi’nden kalma, küçük bir kışlayı andıran, koğuş gibi büyük yatakhanesi, devasa pencereleri olan Türk öğrenci yurdunda kalıyordum. Üşütüp hastalanınca Doktor Sadık’ın muayenehanesine gitmiştim. Öğrencilerden para almazdı. 1990’ların başlarında Milliyet’te gece muhabiri olarak çalıştığım dönemde yaz tatilimde Gümülcine’deki ofisinde kendisiyle röportaj yapmıştım. Artık “Doktor Sadık Abi”nin yerini Lider Sadık Ahmet almıştı. Kırmızı Mercedes’i ile beni bir Türk köyüne götürmüştü. Yolda epey sohbet etmiştik. O köyde bir çocuğu sünnet etmişti. Liderliği döneminde de, bir cerrah olarak Türk çocuklarını sünnet etmeyi bırakmamıştı. Samimiyeti, duru bir pınar suyu gibi yüzüne yansıyan; doğru bildiğinden şaşmayan yiğit bir insandı. Nur içinde yatsın.
YARIN: Yunanistan TRT yayınlarını engelliyordu