Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Kolu Öğretim Üyesi Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol, Twitter hesabından muayenehanesinin önüne dana lisanı bırakılarak mevtle tehdit edildiği istikametinde paylaşımda bulunduktan sonra 29 Temmuz akşamı polis merkezine giderek, şikayette bulundu.
Şenol’un kendisini tehdit ettiğini ileri sürdüğü Mustafa Y., Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının talimatı üzerine, Eskişehir’de gözaltına alındı.
Serbest bırakıldı
Hakkında, ‘tehdit’ ve ‘kişisel bilgileri hukuka ters halde ele geçirme ve yayma‘ kabahatinden süreç yapılan Mustafa Y.’nin talimatla sözü alındı. Mustafa Y., sözünün akabinde isimli kontrolle serbest bırakıldı.
Soruşturmayı yürüten savcılık, Prof. Dr. Şenol’un toplumsal medyadan tehdit edildiği istikametinde sık sık paylaşım yapması nedeniyle de aile mahkemesinden muhafaza kararı aldırdı.
“Mutlaka tutuklanması lazım”
Prof. Dr. Esin Şenol, şüphelinin tutuklanması gerektiğini tabir ederek, “Mutlaka tutuklanması lazım. Zira bir seri cinayet işleyeceğini söylüyor ve bu cinayeti adım adım tanım ediyor. Gerçekleştirmek üzere buraya geliyor. Geldiğinde ise tek eksik benim. Beni bulamadığı için cinayet işlenemiyor. Ayrıyeten bu cinayetleri devam ettireceğini söylüyor ve tabibin yani benim iş yerime geliyor. Bayana şiddet var. Toplumsal medyada adım adım suça teşvik var. Geçersiz diploma var. Bu şahısla ilgili bana ‘tutuklanmaması için bir neden göster’ deseniz gösteremem ve ayrıyeten bu kişinin ne kadar kıymetli tehdit olduğu bilindiği için de bana muhafaza veriliyor. Demek ki tehdit. Demek ki çok önemli bir tehdit. Bir vatandaş olarak düşündüklerimi söyleyip insanları umutsuzlaştırmak istemem.
“Benim başıma bir şey gelirse Türkiye bu sıkıntının altından kalkamaz”
Hukuka güvenmek zorundayım. Bu iş bir yerde hukukla buluşmak zorunda. Neden? Zira bu yalnızca Esin Şenol problemi değil. Bu, bu ülkede pandemi devrinde pandemiyle ilgili gerçeklerin saptırılmasının peşine düşmüş muhalif bir bilim insanı sorunu de değil. Bu şayet benim başıma bir şey gelirse Türkiye’nin altından kalkamayacağı bir sorun demek. Onun için bu kesinlikle hukukla buluşacak.” diye konuştu.
“Yalnızca aşı tersliği sorunu değil”
Prof. Dr. Şenol, şikayeti üzerine polisin titiz bir çalışma yaptığını, tüm kameraların tarandığını, şüphelinin elindeki torba, dana lisanı, limonata alışverişi yapmasının tespit edildiğini söyledi. Şenol, şüphelinin geçersiz diplomasıyla kanser tedavileri yaptığını ileri sürerek, “Niye ben ve niçin benden sonra öteki bilim insanları? Biz çok ağır pandeminin içinden geçiyoruz ve pandemik süreç yeterli yönetilmediği için beşerler ölüyor, bulaşıcı hastalıklar peşi sıra gelmeye başlıyor. Ben bunları da söylüyorum. Ben yalnızca aşıyı söylemiyorum. Yani bunu bir aşı tersliği sıkıntısına indirgememek lazım.“ dedi.
“Sosyal medya üzerinden tartıştık”
Öte yandan Mustafa Y. ise savcılık tabirinde, Kovid-19 pandemisi döneminde Şenol ile toplumsal medya üzerinden tedavi formülleri üzerine tartıştıklarını belirterek, “Esin Davutoğlu Şenol ile sosyal medyada pandemi sürecinde kusurlu tedavi ve uygulamaları üzerine karşılıklı çok kez canlı odalarda tartıştık. Geçen yıl eylül ayında aleni olarak şahsıma ve ailemin can güvenliğine yönelik fotoğrafsız ve isimsiz hesaplardan yüzlerce tehdit gelmiştir.“ dedi.
“Dana lisanını bırakmadım”
Şenol’un kliniğinin bulunduğu binaya dana lisanı bırakmadığını ileri süren Mustafa Y., “Kesinlikle bu türlü bir hareketi gerçekleştirmedim. Lakin kendisi toplumsal medyada lisan söğüş yanında kırmızı şarap içtiğini tekraren paylaşmıştır. Bunun üzerinden beni bu türlü provokatif kriminal olayın içine çekme uğraşı büsbütün hayaldir.“ tabirlerini kullandı.
