Örümcekler, palyaçolar, yılanlar… Hepimizin bu dünyada ensesindeki tüyleri diken diken edecek kadar korktuğu bazı şeyler vardır. Bu korku bizlere “savaş ya da kaç” mekanizmasını öğreten en sağlam duygulardan birisidir ve kimi zaman sadece bu dürtü sayesinde hayatta kalırız.
Peki hayatında tek bir şeyden bile korkmayan bir insanın olabileceğini hiç düşündünüz mü? Yılanların, örümceklerin, hatta en ürkünç hikayelere sahip deliler hastanesinin bile ona sadece “ilginç” geldiği bir kadın var; SM 046 rumuzlu hasta.
SM 046, korkuya dair en küçük duyguyu bile hissedemiyor
Kendi kendinize korkuları yok etmek pek mümkün değil, en azından bilimsel olarak. Eğer beyninizde bunun tersini sağlayacak herhangi bir sorun yoksa doğduğumuz andan ölene kadar hayatta bizi korkutacak birçok unsura her zaman yerimiz vardır.
Ancak durum SM 046 rumuzlu hasta için pek aynı değil. Beynin amigdala bölgesinin tamamen yok olmasına sebep olan Urbach-Wiethe adlı kalıtsal bir hastalığa sahip bu kadın, korku mekanizmamızın bulunduğu amigdalaya sahip olmadığı için korku denilen o duyguyu hiçbir zaman hissedemiyor.
1990’lı yıllarda 40’lı yaşlarında ve 3 çocuk sahibi bu kadın için hayat, korku hissi dışında gayet normal. Kendisinin tıpkı normal insanlar gibi ortalama bir IQ seviyesi bulunuyor, hafızası gayet yerinde ve ne hareket ne de düşünce yapısında herhangi bir bozukluk bulunmuyor.
Dünyanın en lanetli yeri olarak adlandırılan Waverly Hills Sanatoryumu’nda SM 046 hariç herkes korkuyor
Hani birini sırf şaka yapmak için korkutmak istersiniz, ancak ne yaparsanız yapın bir türlü amacınıza ulaşamazsınız ya. Bu kadın o seviyenin en üstünde yer alıyor. Güçlü bir örnek vermek gerekirse SM 046, dünyanın en lanetli yerlerinden biri olarak anılan ve bir zamanlar deliler hastanesi olarak faaliyet gösteren Waverly Hills Sanatoryumu’na götürülüyor. Hatırlayacak olursanız bu sanatoryuma daha önce esrarengiz olaylar serimizin Dünyanın En Ürkütücü Yerleri yazımızda yer vermiştik.
Şimdilerde sadece Cadılar Bayramı’nda insanları korkutmak için ticarethane benzeri bir yere dönüştürülen bu sanatoryumda SM 046’yı korkutmak için olağanüstü çaba sarf ediliyor. Sanatoryumun sahip olduğu hikayelere uyan canavarlar, makyajla yüzü gözü korkunç hale getirilen insanlar bir bir SM046’nın önüne çıkıyor ancak kadının verdiği tepki hep aynı oluyor; ilk önce kahkaha atıp daha sonra canavarlarla konuşmaya çalışmak.
Hatta durum o kadar ilerliyor ki, SM 046 merakından yaklaştığı canavar görünümlü bir insanın kafasını dürtmeye başladığı için canavarı korkutmayı başarıyor.
SM 046, korku nedir bilmemekle birlikte insanların yüzündeki korku ifadelerini de anlamlandıramıyor
Sadece bilimin değil dünyanın dört bir yanından herkesin ilgisini çeken ve “bu nasıl mümkün” dedirten SM 046’nın beyni çok uzun yıllardır inceleme altında. Korkunun amigdala ve genel olarak beyin için olan anlamını SM 046 ile birlikte yaklaşık 10 yıldır inceleyen Iowa Üniversitesi’nden Ralph Adolphs, Antonio Damasio ve Daniel Tranel, kadınla birlikte birçok deney gerçekleştirmiş.
Sm 046 ile birlikte ilk deneylerden biri olarak nitelendirilebilecek deneylerden biri, 1994 yılında yapıldı. Bu deneyde SM 046’nın karşısına bir grup insan çıkartıldı ve kendisinden grupta yer alan insanların yüzlerindeki korku ifadelerini derecelendirmesi istendi. SM 046 bu konuda çok başarısızdı çünkü korku hakkında en ufak bir bilgisi olmadığı için, insanların korktuğu zaman yüzlerinde oluşan ifadeden de bir haberdi.
Yılanlardan korkması beklenen SM 046, büyük bir ilgiyle onlara dokunmak istedi
SM 046 ile yapılan deneyler sadece yüz ifadesi testi ile sınırlı kalmadı elbet. 3 çocuk annesi kadın, içerisinde çeşitli yılan ve örümcekler gibi egzotik hayvanların yer aldığı bir pet shopa götürüldü ve her bir hayvan ile olan etkileşimde beyini incelenerek korku derecesi hesaplandı.
Yılanlardan ve örümceklerden nefret ettiğini belirten SM 046, bu iddiasına rağmen onları görünce sadece ilgi belirtileri gösterdi. Hatta durumu bir adım öteye götürdü ve son derece tehlikeli olduğu iddia edilen ve asla dokunmaması gerektiği söylenen yılan için “Niye ya, merak etmiştim” ifadelerini kullandı.
Tüm gezi boyunca SM 046’nın egzotik hayvanlara karşı verdiği tepkiler ölçüldü. Korku seviyesi, genç kadın ne görürse görsün 10 üzerinden 2’yi hiçbir zaman aşamadı.
Araştırmacılar olayı bir adım daha öteye götürüyor ve bir gece ansızın SM 046’nın boğazına bıçak dayıyor
SM 046 ile birlikte uzun bir zamandır deneyler yapan araştırmacılar, 10 yıldan daha uzun bir zaman önce sınırları biraz aşmaya karar veriyor ve bir gece SM 046’yı parkta yalnız gezerken gafil avlıyor.
Bu deney için seçilen bir kişi, SM 046 yürürken aniden kadının üzerine atılıyor ve boğazına bir bıçak dayadıktan sonra “Şimdi seni keseceğim k*ltak” diyerek korkutmaya çalışıyor. SM 046, olaydan sonra yaşadıklarını anlatırken “O anda uzaktaki kiliseden yükselen koro seslerini duyuyordum. Hiçbir şey hissetmemiştim ve söyleyebildiğim tek şey ‘beni öldürmek için Tanrının meleklerini geçmen gerek’ oldu” ifadelerini kullanmış.
SM 046, amigdaladaki sorun nedeniyle dünyada korku hissini tamamen kaybeden tek insan
SM 046’nın bu özelliğinin arkasındaki nedenin amigdalanın tamamen yok olmasına ve beynin bazı kısımlarının sertleşmesine yol açan Urbach-Wiethe hastalığı olduğunu söylemiştik.
Son derece nadir görülen bu hastalıktan muzdarip insanların hepsinde SM 046’nın sahip olduğu gibi bir rahatsızlık yok. Hatta genç kadın, dünyada bu sebeple korkuya dair tüm hislerini kaybetmiş tek insan, ancak durum her zaman böyle değilmiş.
Hasta geçmişinde yer alan bilgilere göre SM 046, doğduğu zaman bu tür bir özelliğe sahip değildi. Hatta kadın, karanlıktan çok korktuğunu ve ormandayken doberman cinsi bir köpek tarafından köşeye sıkıştırıldığında korkudan ne yapacağını bilemediğini anlatmış.
Tüm bu olaylar, Urbach-Wiethe hastalığının amigdalasını yerle bir etmesinden önce yaşanmış ve bu hastalıktan sonra kadının korku kaydına dair herhangi bir veri bulunamamış.
Harvard Üniversitesi’nden bir profesör, SM 046’nın yaşadığı şeyleri “imkansız” olarak nitelendiriliyor
Bugüne kadar SM 046 ile ilgili hazırlanan bütün makaleleri gözden geçiren İnsan Sinir Bilimi ve Pershing Meydanı Profesörü Elizabeth Phelps, SM 046’nın korku gibi son derece baskın bir duyguya sahip olmamasının imkansız olduğunu dile getirmiş.
Phelps’e göre SM 046’nın korku hissini kaybettikten sonra tabii tutulduğu testler, amigdalanın daha da zarar görmesine yol açmış ve korku hissini kaybetmesinin ardındaki yatan sebebin hastalık değil, bu testler olmuş.
Phelps, ayrıca SM 046’nın bilinç altının tabii tutulduğu testlere göre şekil aldığı, gerçekten korkusuz olduğunu kanıtlamak için beynin korku mekanizmasını kapatmış olabileceğini düşünüyor.