CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Amasya ziyaretinde gençlerle buluştu. Gençlerin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, seçim güvenliği konusunda, “200 bin sandık var Türkiye genelinde. Altı parti anlaştık. Her sandığa birer kişi partiler koyarsa altı gözlemci olacak orada… Biz, onlardan şunu bekliyoruz. Bir sefer mutlaka yemek yemek ve sigara içmek için dışarıya çıkmayacaksınız. O gün yok. İki; elektrik kesildi filan, çabucak sandığın üstüne oturacaksınız, elektrik gelinceye kadar. Sayım sırasında dikkat edeceksiniz; toplamalara dikkat edeceksiniz, sayılara. Sonra imzalayacaksınız” dedi.
Burada bir genç, adalet sisteminden şikayet ederek, “Kafalarına nazaran gözaltına alma, özgür bırakma durumları oluyor yahut hiç süreç açılmama durumları oluyor. Bu savcılar, yargıçlar hakkından rastgele bir planınız var mı? Yahut rastgele bir süreç yapılacak mı” sorusuna Kılıçdaroğlu, şöyle cevap verdi:
“Yasalara kim uyuyorsa başımızın üstünde yeri var. Fakat bir yargıç ya da savcı maddelere uymuyor da bir merkezden aldığı talimatı yerine getiriyorsa o, hakimlik ve savcılık yapamaz. Onun meslekten alınması lazım. Zindaşti’yi hür bırakacaksın, ondan sonra arttan tutuklama kararı çıkaracaksın. Zindaşti esasen gitti. Adamı özgür bırakmak için zati o numaraları çekiyorsun. Onu yapan hakime biz, ‘hakimlik yapsın’ diyecek miyiz? Denmez. Hakikat da değil. Yahut Sezgin Baran Korkmaz’ı hür bırakan savcı ve savcı yardımcısı, mal varlığının üzerindeki haczi kaldıran savcı ve savcı yardımcısı, birisi Anayasa Mahkemesi üyesi oldu, birisi Adalet Bakanı Yardımcısı oldu. Ne için? Aldığı talimatı yerine getirdiği için. Artık onlar yerlerinde kalacak mı? Onlar kalırsa adaleti o vakit yaralamış olursunuz, verdiğiniz kelamı tutmamış olursunuz.”
“İki yıl içinde Suriyeli kardeşlerimizi ülkelerine göndereceğiz” diyen Kılıçdaroğlu şöyle devam etti:
“Önce Suriye’nin legal hükümetiyle bizim oturup konuşmamız lazım. Karşılıklı büyükelçilikleri açmamız lazım. Legal hükümetle görüşemezseniz, buradan giden insanların can ve mal güvenliğini sağlayamazsınız. Bu görüşmeyi yapacağız. Ben söyledim. Üstelik kaç yıldır söylüyorum yapmadı fakat Putin söyledi, ‘emredersiniz’ dedi. Artık Putin’in dediği noktaya geldi. Görüşmeler başlayacak. İkincisi onların meskenini, yolunu, okulunu, kreşini, hastanesini yapacağız. Nasıl yapacağız? AB fonlarıyla. AB bu fonları vermeye hazır ancak istediği tek şey var. Parayı nereye harcadığınızın hesabını bize vereceksiniz. Üçüncüsü de buradan gidenlerin can ve mal güvenliğinin sağlanması lazım.”
‘KAÇ ŞAHSA VATANDAŞLIK VERİLDİĞİNİ BİLİYORUZ’
Kılıçdaroğlu, kaç bireye vatandaşlık verildiğini bildiğini belirterek, şu sözleri kullandı:
“Vatandaşlık verilenler oy kullanıyorlar. Biz Türkiye’deki bütün seçmenlerin 1998 yılından son seçime kadar hepsinin dataları bizim elimizde. Yüksek Seçim Konseyi’nin elinde olmayan datalar bizde var. Biz kim, nerede oturuyor hepsini biliyoruz. Data madenciliği diye bir kavram var. Gelen bütün bilgileri biz işleriz, onları yerli yerine oturturuz. Datalarda yanılgı varsa Yüksek Seçim Konseyi’ne söyleriz. Kaç şahsa vatandaşlık verildiğini doğum yerlerinden anlıyoruz. Suriye’de, Irak’ta doğmuşsa biz o doğum yerlerinden kaç kişinin yabancı olduğunu ve onlara vatandaşlık verildiğini oradan anlıyoruz.
‘ALTI PARTİ ANLAŞTIK, HER SANDIĞA PARTİLERDEN BİRER KİŞİ KONULACAK’
Sandık başında olmanız ve çıkan sonuçların tutanağa tutulması, cep telefonuyla bize fotoğrafının gönderilmesi çok kıymetli. Bunları bekliyoruz. Türkiye genelinde 200 bin sandık var. 6 parti anlaştık, her sandığa birer kişi partiler koyarsa 6 gözlemci olacak orada, iktidarın da olacak artı kamu vazifelileri de olacak. Biz onlardan şunu bekliyoruz, kendi arkadaşlarımıza da söyledik. Yemek yemek, sigara içmek için dışarıya çıkmayacaksınız. İkincisi, elektrik kesildiği vakit çabucak sandığın üzerine oturacaksınız elektrik gelinceye kadar. Bütün bunları arkadaşlarımıza söyledik. Sayım sırasında dikkat edeceksiniz. Toplamalara dikkat edeceksiniz. Sonra imzalayacaksınız. Tutanağı baştan sakın imzalamayın, sayımlar yapıldıktan sonra imzalayacaksınız. Çabucak cep telefonundan fotoğraf çekip genel merkeze atacaksınız. Biz İstanbul seçimlerinde bu türlü yaptık. İstanbul seçimleri açıklanmadan çok evvelden sonuçların ne olacağını biliyorduk. İptal ettiler. Milletvekili arkadaşlarımız çuvalların olduğu yerde sabahladılar. Elektriklerin sönmemesine dikkat ettiler. Sayımlar yapıldı, hiçbir şey olmadı. Sandığa gidin, oyunuzu kullanın. Güvenliğini alırız biz.” (HABER MERKEZİ)