Op.Dr.Hasan Çağlar Gürol- Dünyanın dört bir yanından yüzlerce meşhur homeopati hekimi İstanbul’a geldi, birbirinden aydınlatıcı sunumlar yaptı. Bu hoş buluşmayı ülkemize kazandıran Klasik Homeopati Derneği’ne teşekkürlerimi sunuyorum. Bu vesile ile homeopati nasıl bir tedavi prosedürü, bunu anlatacağım.
Aynı vakitte bu dünya kongresinde benim sunduğum infertilite, erken menopoz, erken puberte ve çevresel toksinlerin homeopatik detoksu bahislerinden bahsedeceğim. Homeopati özünde bir güç tedavisidir. ‘Benzeri benzeriyle tedavi etmek’ ilgisine dayanır. Yüksek dozu bizi zehirleyebilecek bir hususun binlerce, bazen milyonlarca kez sulandırılmış hali o zehirlenme tablosunu tedavi eder. Homeopati yaklaşık 300 yıl evvel Alman hekim Samuel Hahnemann tarafından prensipleri belirlenip, bir disiplin haline getirilmişse de, kökleri İbn-i Sina uygulamalarında da görülmektedir. Kuantum fiziğindeki gelişmeler ve nanoteknolojilerin değer kazanması, homeopatik remedileri daha güzel anlayabilmemizi sağlamıştır.
2018 yılı istatistiklerinde Amerika Birleşik Devletleri nüfusunun yüzde 2’si, yani yaklaşık 8 milyon kişi, o yıl içinde homeopatik dayanak almıştır. Almanya’da çocuklara tedavi yaklaşımında yan tesiri olmaması nedeniyle yüzde 20’nin üzerinde birinci tercih olmaktadır.
Sağlıklı olabilmek için bağışıklık sisteminin çok yeterli çalışması, buna da insanın psikolojisinin eşlik etmesi gerekir. Aslında özet olarak homeopati dediğimiz tedavi formülü bu dengeyi sağlar. Zihinsel durumun bedensel tüm sıkıntılarla irtibatlı olduğunu ve zihinsel rahatlamanın sağlanmasıyla bedensel problemlerin da üstesinden gelinebileceğini homeopati ile her gün deneyimliyorum.
Toksik yüklerin atılması
“Senin kongrede sunduğun ‘Homeopatik Detoks’ nedir?” derseniz, xenoöstrojenler dediğimiz etrafımızda nereye elimizi atsak karşımıza çıkan, kendisi kimyasal bir toksin olmakla birlikte bedende kadınlık hormonu östrojen üzere çalışan toksik yüklerin bedenden atılması diyebiliriz.
“Bu toksinler ne yapıyor?” derseniz; kız çocuklarımızın erken kıllanmasından, erken göğüs büyümesine, erkeklerde jinekomastiye, erkek ve bayanda kısırlığa, erken menopoza, kansere, alerjiye, otoimmün bozukluklara, çocuklarda öğrenme bozukluklarına, adet bozukluklarına ve premenstrual sendroma kadar birçok hastalığa davetiye çıkartıyorlar. “Nerede var bu xenoöstrojenler?” derseniz, Google’a yazın bir inceleyin lütfen.
Dünyanın nasıl değiştiğine kolay iki örnek vereceğim size. Ben Hacettepe Tıp Fakültesi’nde 1990 yılında Bayan Hastalıkları ve Doğum stajı yaparken erkek infertilitesi yüzde 10 civarındaydı, bugün yüzde 30-40’larda seyrediyor. O yıllarda senede bir rastladığım erken menopoz hastalarına bugün birkaç haftada bir rastlıyorum. 30-40 yılda insan genetiği bu ölçüde asla değişemez. Fakat ne yazık ki yediğimiz, içtiğimiz, soluduğumuz hava, gerilim ve elektromanyetik alanlar, yani çevresel faktörlerimiz süratle değişiyor. Kongrede yaptığım sunumda erken menopoz hastalarında, çevresel en çok rastladığımız östrojenik tesir yapan beş toksini homeopatik detoks ile bedenden attığımızda, yumurtalık hormon seviyelerinin nasıl düzeldiğini anlattım. Ayrıyeten homeopatik tedavilerle bayanda ruh, zihin ve vücut istikrarını kurarak menopoz, vaginusmus, endometrial hiperplazi ve infertilite üzere hususlarda aldığım başarılı sonuçları anlattım.
Restore etmek..
Tüm kronik hastalıklara yaklaşımda beslenme ile hem kilo verip, metabolik dengeyi sağlamak hem de bağırsak geçirgenliğini restore etmek benim yaklaşımımın birinci evresi. Bu esnada başta homeopati olmak üzere ek metotlarla detoks yapmak aklınıza gelecek her sıhhat sorununda önümüzü açıyor.
Ana ilgi alanım, çocuk sahibi olamayan erkek ve bayanlarda, gebelik öncesi bedeni hazırlamada standart uygulamalarımıza karşılık vermeyen hastalarımıza yeni kapılar açabilecek prosedürler üzerine çalışmak. Bu hafta da bunlardan birini anlattım. Merak ettiğiniz ayrıntılar konusunda 0536 725 5454 numaralı Whatsapp sınırından bilgi edinebilirsiniz. Sevgi, sıhhat ve huzurla kalın…
