DEM Parti Küme Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Can Atalay için TBMM’nin harikulâde toplantısında çıkan arbedeyle ilgili Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kelamlarına cevap verdi. Koçyiğit, “Bizim bildiğimiz ‘Anayasa’da Tayyip Erdoğan’ı Anayasa bağlamaz’ diye bir husus yok… Muhalefet en sağından en soluna MHP’yi dışında tutuyorum, Anayasa Mahkemesi kararının uygulanması için ortak bir uğraş yürütüyor. Zati Tayyip Erdoğan’ı rahatsız eden de bu ortak tavrın kendisidir, sanırım o yüzden biraz sonları bozulmuş” dedi.
DEM Parti Küme Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında gündeme ait değerlendirmelerde bulundu.
Manisa Akhisar’da kocası tarafından şiddete uğrayan bayana ait açıklamarda bulunan Koçyiğit, ”İktidarın bayanları korumak için hiçbir tedbir almadığını, bayanların başta ömür hakkı olmak üzere birçok ihlalle karşı karşıya olduğunu da bize gösterdi. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkan 6284’ü aktif uygulamayan ve bugün boşanmayı zorlaştıran nafaka hakkımızı tartışmaya açan bir düşman aklıyla karşı karşıyayız. Bayana yönelik şiddeti, milletvekiline yönelik şiddeti legalleştiren bir aklın tabi bayana yönelik şiddete dair de kelam söylemesini beklemiyoruz. Bir şiddet sarmalıyla karşı karşıyayız. Bu bir linç kültürüdür ve şahsen iktidar eliyle hortlatılmaktadır. Neredeyse bütün ülkeyi teslim alan bir anlayışa dönüşmüş durumdadır” dedi.
”Cumhurbaşkanı seviyesinde sahip çıkılması şiddetin yasallaştırılmak istendiğini gösterir”
AKP Meclis Yönetim Amiri Alpay Özalan’ın TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık’a saldırmasına ait de görüşlerini açıklayan Koçyiğit, şunları söyledi:
”Bu iktidarın, muhalif olan, öteki olan kendisini rahatsız eden hiçbir kanıya tahammülünün olmadığının açık ve net göstergesiydi. O gün orada o kürsüye o saldırıyı yapan milletvekiline bugün Cumhurbaşkanı seviyesinde sahip çıkılıyorsa bu şiddetin yasallaştırılmak istendiğinin ve bundan sonra da bu usul şiddet hücumlarının gerisinde durulacağının fotoğrafını gösteriyor. Çok olanların az olanları dövdüğü, linç etmeye çalıştığı bir gerçek karşımıza çıkıyor. Bu şiddet kültürüne karşı dayanışmak ve daima birlikte uğraş etmemiz gerekiyor.
Sadece son bir haftada bizlerin Kürt olduğu için yaşadıklarını söz etmek istiyorum. Bu ülkede Kürtçe müzik söylemek cürüm haline getiriliyor. Kürt’ü inkar etmede 90’lı yılları aratan bir siyaset ile karşı karşıyayız lakin sorsanız ‘Türkiye Yüzyılın’dayız. Yüz yıldır öğrenemedikleri bizlerin bu usul ataklarla geri adım atmayacağıdır.”
“Küçük ortağının yaptığı açıklamalara baksa hakikati görecek”
”Balıkesir’de 3 inşaat çalışanının Kürtçe müzik dinledikleri gerekçesiyle darp edildikten sonra tutuklandığını” söyleyen Koçyiğit, şöyle devam etti:
“Bu ülkede müzik dinlemek cürüm mu diye sormak istiyoruz. Bu ülkenin parkları, bahçeleri Kürtçe müzik dinleyen Kürtlere yasaklı mı? Kürtler örneğin Yozgat’ta Kürtçe konuşmamalılar mı? Gölge yurttaş mı olmalılar, hükümete soruyoruz. Bir tane hükümet vazifelisi geçmiş olsun dileğinde bulundu mu? Şiddet uygulayan polis için soruşturma başlattılar mı? O vakit fail kim? Şahsen AKP ve MHP iktidarı olduğunun altını çizmemiz gerekiyor.
Bütün bunlar yaşanırken Tayyip Erdoğan dün Bitlis’te ne diyordu, ‘İnsanımızın lisanından, kökeninden ötürü ötekileştirildiği günler geride kaldı.’ Kürtçe müzik dinleyenlerin darp edildiği bir ortamda Tayyip Erdoğan’a soruyoruz, nasıl oluyor da yasaklar, baskılar ortadan kalkmış. Nasıl oluyor da beşerler kökeninden ötürü ayrımcılığa uğramıyor. Dönüp yalnızca küçük ortağının son bir hafta içerisinde yaptığı açıklamalara baksa hakikati görecek. Kenan Cihan hayatta olsaydı AKP ve MHP’nin Kürtçe düşmanı siyasetlerini ayakta alkışlardı.”
İşlenmeyen tarım toprakların kiraya verilmesine yönelik yönetmeliği eleştiren Koçyiğit, “Bu açık ve net endüstriyel bir tarımın önünü açmak olduğunu monokültüre dayalı sermayeye dayalı yeni bir rant alanı açmak istediklerini açık ve net biliyoruz” dedi.
Koçyiğit, Diyarbakır’ın Merkez Bağlar ilçesinde 6 gündür kayıp olan 8 yaşındaki Narin Güran’ın bulunması için yetkililere davette bulundu.
”Anayasa’da ‘Tayyip Erdoğan’ı Anayasa bağlamaz’ diye bir unsur yok”
Koçyiğit, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Meclis’teki ”Can Atalay oturumu” sırasında yaşanan tansiyonla ilgili muhalefeti eleştirerek, “Milletle ve milletin kıymetleriyle arbedeli bir avuç marjinal ana muhalefeti ve öteki muhalefet partilerini esir almış, parmağında oynatmaktadır” kelamlarına de cevap verdi. Koçyiğit, şu nları kaydetti:
“Bir ülkenin Cumhurbaşkanı’nı düşünün kendi hükümeti ve başta da kendisi bir Anayasa’yı tanımamazlık içerisinde. Bir yargı darbesi yapıyorlar. Biz yargı darbesini engellemek istediğimiz için Can Atalay’ın vekilliği tesis edilsin dediğimiz için de bizi de yaftalıyorlar. Bir ülkenin Cumhurbaşkanı şiddetten taraf olamaz. Hakikaten tarafsız ve Cumhurbaşkanlığı konumundaysa… Dinlediğimiz bütün açıklamalarda Alpay Özalan’ı aklayan onun ardında duran, şiddeti legalleştiren Ahmet Şık’ı gaye haline getiren açıklamalarını kabul etmiyoruz. Cumhurbaşkanı’nın yapması gereken hukuka, Anayasa’ya uymaktır. Zira bizim bildiğimiz Anayasada Tayyip Erdoğan’ı anayasa bağlamaz diye bir unsur yok. Ahmet Şık’ı ve onun üzerinden muhalefeti maksat göstermesi kabul edilebilir bir durum değil. Muhalefet en sağından en soluna MHP’yi dışında tutuyorum, Anayasa Mahkemesi kararının uygulanması için ortak bir çaba yürütüyor. Zati Tayyip Erdoğan’ı rahatsız eden de bu ortak tavrın kendisidir, sanırım o yüzden biraz sonları bozulmuş.”