Son derece basit bir şekilde kurallara uymak yerine radarı kandırmaya çalışan insanlar, bunun için sadece şehir efsanelerinden oluşan çeşitli saçma yöntemlere başvuruyor. Hatta radarı görüp karşı yoldan gelen araca selektör yapmak, bunların arasında en masum kalan yöntemlerden biri.
Arabayı alüminyum folyo ile fırında pişmiş tavuk gibi saranlardan 200 TL gibi meblağlara hiçbir işe yaramayan “hayalet sprey” satın alan sürücülere kadar, radarı kandırdıklarını sanıp eninde sonunda yine cezadan kurtulamayan insanların uyguladıkları saçma yöntemler nedir, neden işe yaramıyor birlikte bakalım.
Dikiz aynasına CD takmak, sadece aksesuardan ibaret
Arabanın dikiz aynasına CD asmak bugüne kadar sadece Türkiye’de değil, birçok ülkede radardan kaçmak için en sık kullanılan yöntemlerden biri. Aynaya CD asmanın sebebi, CD’nin arka tarafının radar flaşlarını geri yansıttığını düşünmek.
Böyle bir şeyin hiçbir şekilde işe yaramadığını, çünkü radar sensörlerinin CD tarafından geri tepilmeyecek kadar güçlü olduğunu söyleyelim. Yani CD’ler, hiçbir şekilde radar kameralarının aracınızın fotoğrafını çekmesini engellemiyor. Eğer hız sınırını aşar ve böyle bir yöntem uygulamaya çalışırsanız, elinizde olan tek şey dikiz aynasından sallanan bir CD ile birlikte fotoğrafınız olacaktır.
Radar gördüğünüz zaman frene basmak da hiçbir işe yaramıyor
Diyelim ki uzun yola çıkmışsınız, hız sınırını aşarak kuralları ihlal ediyorsunuz. Tam radyoda çalan şarkının keyfine varmak üzereyken birden sağda disko topu gibi parlayan radar aracını gördüğünüz zaman frene basıyorsunuz ya, işte bu otobanda arkadaki araçlar için tehlike oluşturmaktan başka hiçbir işe yaramıyor.
Sebebi de çok basit. Siz radar aracını görmeden radar aracı sizi çoktan görmüş, hız sınırınızı da kaydetmiş oluyor. Radarlar, şehirler arası yollarda araçların hızını bin 500 metre öteden tespit edebiliyor. Aracı gördükten sonra frene basmak yerine yapmanız gereken tek şey, ileride sizi bekleyen polis aracına doğru ilerleyip cezanıza razı olmak.
Saç spreylerini boşuna harcamayın, tatilde lazım olur
Saç spreyi ile plaka boyamak, radardan kurtulmak için ortaya atılan şehir efsanelerinden biri. Hatta bazı insanlar, bu şehir efsanelerine kanmakla kalmıyor, bir de üstüne “plaka gizleyen sprey” veya “hayalet sprey” adları altında ürünlere boşuna paralar döküyor. Spreye 200 TL gibi bir ücret ödedikten sonra bir de radar cezasını ödemek de cabası.
Plakanızı koyu bir renge boyamadığınız sürece okunmasını engellemek ya da radar sensörlerini şaşırtmak herhangi bir şekilde mümkün değil. Bu yüzden yolculuk nereye olursa olsun, saç spreylerini sadece amacı doğrultusunda kullanmakta fayda var.
Aracınızı güneş paneli gibi boydan boya alüminyum folyo ile sarmanıza da gerek yok
Radar sensörlerini bozmak için uygulanan yöntemlerden biri de kaputun üzerine alüminyum folyo yapıştırmak. Tahmin edebileceğiniz üzere bunun da amacı tıpkı dikiz aynasına CD asmakta olduğu gibi radar sensörlerini bloke etmek. Alüminyum folyonun da radar sensörlerine herhangi bir etki etmediğini söylememize gerek yok sanırım.
Türkiye’nin tek kadın radar polisi olan Fatma Yılmaz, radar sensörlerinin işleyişi hakkında şu ifadeleri kullanıyor; “Koydukları CD’ler, alüminyum folyolar, saç spreylerinin hiçbir etkisi yok. Çünkü radarın çalışma sisteminde D3 adını verdiğimiz cihaz, kademeli olarak sinyaller gönderiyor. Bu sinyaller, karayolunda hız yapan araçların hızlarını, havayla çarpışmasından çıkan sayısal veriyle ölçüyor. Yani yaptıkları bu veriyi hiçbir şekilde etkilemiyor.”