Dedeoğlu: Bitcoin’de 25 binin üzerinde kalabilirsek 37-38 binler mümkün

Kripto paraların hafta sonundaki hafifi geri çekilmenin ardından haftanın ilk işlem gününe yeşil mumlarla başladığı, Bitcoin’in 24 bin dolar direncini zorladığı, Ethereum’un ise yüzde 3’ün üzerinde değer artışı yaşadığı dikkat çekti.

Sevcan Dedeoğlu aslında bankacılık tarafındaki kariyerini bırakarak kripto para piyasasında bir kariyere geçiş yaparak radikal karar alan isimlerden biri. Bu açıdan her iki piyasanın da içinden geliyor olması nedeniyle ilk sorumuz bu kariyer değişikliğindeki motivasyon.

BANKACILIKTAN KRİPTO PARAYA YÖNELEN BİR KARİYER

Bankacılık kariyerinden kripto para piyasalarına doğru bir kariyer değişikliğinde ne etkili oldu sizin için?

Sevcan Dedeoğlu: Açıkçası kripto adaptasyonuna dair de bir kesişim noktası oluyor. Kripto paralarla ilk kez 2018 yılında tanıştım. O zamanlar sermaye piyasalarında aktif olarak işlem yapan bir analisttim. Sonrasında dijital bankacılık tarafında görev yaparken bu süre zarfında kripto para piyasası ile tanıştım, ilgimi kaybetmedim, okumaya, araştırmaya, orası beni dehliz gibi içine çekti. Ve 2020’ye doğru yani 2 yıl içerisinde de artık benim tanıştığım paralardan reel sektörde işlem yapan bir dijital şirket müşterimiz blockchain protokolü üzerinden bir kredi kullandığını açıklamıştı müşteri ziyaretinde. Ben de buradan aslında “Bambaşka bir dünya var, dünya bambaşka gidiyor” diye ilk aydınlanmam orada olmuştu. Sonrasında blockchain eğitimleri alarak, zaten var olan sermaye piyasaları bilgimi de katarak kendi kariyerimi buraya yönlendirdim. Çünkü bu süre zarfında aslında hobi gibi çalışıyordum. Yani işten kalan zamanlarda ben blockchain araştırmaları yapıyordum, eğitimler alıyordum. Veya kripto paraların arkasındaki projeleri araştırıyordum. Bir süre sonra dedim ki “Artık hobi olarak uğraştığım bu iş mesleğe dönüşmeli”. Bu şekilde meslek oldu benim için ama güzel oldu. Tam da adaptasyonu ve gittiğimiz yeri gösteriyor. İlk ben bankadan ayrılırken hatta arkadaşlarım, “Ya emin misin, hani çok riskli, yani böyle bir şeye gerek var mı. Burada iyi bir kariyerin var ve Citibank gibi bir yerde çalışıyorsun, ne gerek var” diyorlardı. Ama sonrasında geldiğimiz nokta, şu an onlar da benim için mutlu. Şimdi bakıyoruz Wall Street devlerinin hemen hemen hepsi ve Türkiye’deki bankaların da kripto ilgisi, kripto para iş ilanları da var artık. Geldiğimiz noktada ben öncü olduğum için aslında güzel oldu. “

O arkadaşlarınız arasından başka bu tarafa geçenler oldu mu sonraki süreçte?

Açıkçası artık balıkların dijital ürün departmanlarında veya işte bankacılık tarafına çalışanlar zaten finteklerle çok içli dışlı, çok haşır neşir oldukları için bir şekilde elleri kolları aslında kriptoya değiyor. Ödeme Sistemleri olarak ilgilenme manasında değiyor aslında. Ben önce oldum, benim bildiğim yok ama devamı gelmişti muhakkak. Yani tek değilimdir. Ondan eminim.

KRİPTO PARALAR NEDEN FED’E BU KADAR BAĞIMLI?

O zaman biraz gündeme geçerim isterseniz. FED faiz kararları kısa bir mola verince kripto para piyasasında sert dalgalanmalarda aslına bakarsınız biraz durulmuş gibi gözüküyor. Eski bir bankacı olarak belki çok daha doğru değerlendirirsiniz. Kripto paralar gereğinden fazla mı gelenekselleşmeye başladı? Eskiden kripto para piyasalarında projelerin kendilerini takip ederken ya da fazları, road mapleri, yarılanmaları takip ederken şu anda Fed’i konuşuyoruz. Eylül ayında bir şey olacak bir karar alınacak ya da işte enflasyon açıklandı, Amerikan enflasyonu, Amerika’da şöyle bir karar alındı, işsizlik rakamları vs. Biraz fazla mı gelenekselleşmeye başladı kripto paralar?

“Biraz olması gereken oluyor. Olması gerekenin hepsi de bir zaman silsilesi içerisinde oluyor. Eskiyi bırakmanın da yeniyi kabul etmen de zor olduğu dönemler. Ben böyle ifade ediyorum bu durumu. Baktığımızda ne var? Çünkü biz blockchain teknolojisinin ilk defa bir komüniti tarafından kabul edildiğini Bitcoin örneğinde gördük ve Bitcoin aslında böylelikle başarılı bir proje oldu bizim için. Bunu başta benimseyenler, erken adapte olanlar olarak ifade ettiğimiz aslında bu grup genişledikçe, bu yayıldıkça, ister istemez ve zaten artık bu bir borsada alınıp satılabilen ürüne dönüşünce yani Bitcoin’e dolar karşılığında değer biçildi andan itibaren zaten biz fiyat para birimi endüstrisine girmiş olduk. Dolar ile beraber bir değerini ölçüyor oldu ve ondan sonra da zaten komünite geliştikçe, benimseyenler geliştikçe buna uymak durumunda kaldık. Şu anda zaten yediğimiz içtiğimiz aslında her şeyin kararı uluslararası arenada dolar rezerv para birimi olduğu için dolarla. Hani FED’in faiz kararları tarafından etkileniyor. Kripto para dünyası da etkileniyor. Ama biz bunun bir de teknoloji ayağından bakacak olursak eğer NASDAQ önderliğinde veya start-up’lardan da bakacak olursak eğer hep yatırımlar ne şekilde ilerler? Gelecekte olan bir projeye yatırım şeklinde ilerler. Siz bugün 5 yıl sonra yapacağınız projenin meyvelerini almayı hedeflersiniz. Onun için kredi kullanırsınız. Onun için yatırım yaparsınız. Aslında kripto dünyası da aynı şekilde. Ve dolayısıyla bu büyüme verilerine ve aslında faiz gelirlerine oldukça toleranslı olmasına neden olur bu teknolojik yatırımlar. Geleceği vaat ettikleri için. Kripto para dünyasından aynı şey oluyor. Zaten piyasa değeri olarak 3 trilyon dolar seviyesine ulaşmıştık ATH seviyesini yakaladığımız 68 bin dolar seviyesinde ama sonrasında 1 trilyon dolar seviyesine kadar geri çekildi. Bu da bizi şimdi ister istemez daha kırılgan yapıyor maalesef ki. Ve şöyle bir dönem de gördük aslında bu kadar bağlı olmamızın sebebi bu. Belki de biz COVID döneminde, corona pandemisi döneminde merkez bankalarının piyasaya bol likidite sürdüğü, Fed bilançosunun 4 trilyon dolarlardan 9 trilyon dolarlara çıktığı bir dönem görmeseydik belki de belki de bu kadar bağlanmayacaktık. Ama o dönemde yaşadığımız o bol likidite de bütün piyasaları zaten dolar bağımlısı haline getirdiği için, kripto para dünyası da o rallileri o dönemde yaşadığı için, M2’ye yani para arzına, piyasadaki likiditeye bağlı olur olduk ve onun yokluğunda da negatif etkilenir olduk. Yani büyük bir içerideki paranın olması. Ben hep sel baskınına benzetiyorum, içerideki sel, su ile beraber bütün varlıkların fiyatlarını yukarıya doğru taşıdı. Şu an o suyu geri alıyorlar, o varlıklar yeni fiyatlarına oturuyor, yeni dengelere oturuyorlar. Biz bu dönemi yaşıyoruz aslında. Bir before-after dönemi var. Öncesi-sonrası dönemi var.”

KRİPTO PARALAR İÇİN İLK KRİTİK VERİ ÇARŞAMBA GÜNÜ

Oradan devam edelim. Yeni faiz kararı Eylül’de açıklanacak. O döneme kadar herhangi bir sürpriz gelişme yaşanmazsa yani ceteris paribus diyelim. Nasıl bir seyir beklersiniz kripto para piyasalarında?

Şu anda global piyasalara da kripto para piyasalarına da baktığımızda bir iyimserlik teması hakim. Bu iyimserlik teması furya gibi gidiyor. Çünkü baktığımızda riskler devam ediyor. Daha öncesinde kaçındığımız Fed’in attığı sıkılaştırıcı adımlar devam ediyor. Ve bunun periferisine merkez bankaları takıldı. İngiltere Merkez Bankası Avrupa Merkez Bankası başta olmak üzere bütün dünyaya yayıldı. Bunlar devam ediyorken, Rusya-Ukrayna savaşı devam ederken, yeni jeopolitik riskler, Çin-Tayvan gerilimi hayatımıza girdi. Enflasyonun aslında biz 10 Ağustos’ta göreceğiz zirve seviyesinden geri çekilip çekilmediğini. Bu krizler bitmemişken bir iyimserlik teması var. Çünkü neden? Aşağı yönde giden piyasalarda da ara dönemlerde rahatlama rallisi diyebileceğimiz, traderların da önce bir miktar yukarı yönlü işlem yapıp sonrasında veri geldiği noktada mevsimsellik etkisiyle satışlara döndüğü bir süreç var. Fed’in faiz kararı 21 Eylül tarihine gelecek FOMC toplantısıyla beraber. Bu toplantı ile beraber iyimserlik havasının devam etmesini bekliyoruz ama arada gelecek olan önemli veriler olacak. Ki enflasyon verisi, 10 Ağustos’ta yani bu çarşamba açıklanacak olan veri önemli. 41 yılın zirvesi 9.1 ile kırılmıştı, oradan bir miktar geri çekilme beklentisi var 8.7-8.8’lere kadar. Bu da ne ile alakalı? Aslında petrol fiyatının 100 dolar seviyesinin aşağısına geldiğini gördüğümüz için artık orada enflasyonun zirvesinden bir miktar geri çekildiğini görmemiz gerekiyor. Bu veriyi alırsak, gerçekten eylül ayına kadar iyimserlik ile beraber kripto para dünyasında pozitif yukarı yönlü senaryom var aslında benim de güçlendirdiğim. Ama bu veride beklenenden daha güçlü, rekor seviyeye çok yakın seviyede ya da yeni rekorlara gidebilecek seviyede de maalesef ki biz eylül ayında daha şahin, daha sıkılaştırıcı adımlar göreceğimiz için negatif etkilenmeye erken başlayabiliriz. O pozitif senaryolar için biçtiğimiz eylül ayına kadarki vade biraz daha kısalmış olur.

HER ŞEY OLUMLU GİDERSE MİNİ RALLİ GÖRÜLEBİLİR

Peki diyelim ki Fed 75 baz puandan daha az bir artış gerçekleştirdi. Beklentiler 50-75 baz puan arasında yoğunlaşıyor. Ve bu sürece kadar da enflasyonda gerçekten de bir zirveden dönüş yaşandı. Kripto para piyasalarında yeni bir ralli tetiklenebilir mi?

“Ralli demeyelim de mini ralli diyebilirim. Rahatlama döngüleri diyebilirim. Veya işte o anda para girişinin de bağlı olduğu hangi projelere hangi tohumlara para girişi oluyorsa, neler tercih ediliyorsa o coinler üzerine bir ayrışma görebileceğimiz bir döneme girebiliriz. Çünkü ralli demek için gerçekten bizim sıklaştırma döngüsünden kurtulup piyasaya yeniden fon girişini gerçekleşmesi gerekiyor. Bu sadece kripto üzerine de değil, bütün piyasalar açısından baktığımızda da aslında öyle. Ama 75 baz puandan daha düşük gelecek olan bir faiz artışı ve aslında enflasyon verisinin zirvelerden geri çekilmenin olması bizi iyimserliğe dönüştürür. Biz o zaman neyi görürüz? ABD kurumlarının sıkılaştırmasının daraldığı, elini tetikten bir miktar çektiğini ve havlu atmaya yakın olduğunu görürüz Fed’in. Bu da bizi rahatlatır kripto para dünyası açısından. Biz 25 bin dolar seviyesini Mayıs ayında kaybetmişti. Mayıs’ta kaybettiğimizi Ağustos ayında henüz bulamadık. O seviyeye ulaşamadık ama 25 bin dolar seviyesinin üzerinde eğer kalıcılık olursa benim 37 bin 500 – 38 bin bant aralığına kadar bir pozitif, yükseliş beklentim var. Ama dediğim gibi bu aslında iyimserliğin devam etmesi ve sıkılaştırıcı adımların bir miktar yavaşlatılması ile beraber gerçekleşebilecek senaryo.

HEM ALTIN HEM DE BITCOIN TUTMAK LAZIM

Bitcoin’in enflasyon karşıtı bir özelliği var. Yola çıkış noktası da bu. Ama biz bu özelliğinden daha fazla diğer faktörleri konuşuyoruz. Geleneksel yatırım enstrümanları ile kıyasladığımızda Bitcoin, fiat para birimlerinden daha çok altına benzeyen bir enstrüman. Arzının da sınırlı olması açısından. O halde şöyle soralım. Korumacı bir portföy açısından altın mı yoksa Bitcoin mi tutmak daha mantıklı?

Ben her ikisinin de portföylerde bulunması gerektiğine inanıyorum. Ama şu anda bankacılık uygulamaları üzerine alınan dijital altınlar değil fiziki olarak alınan altınların bulundurulması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü eğer dijital altın alıyorsanız bankacılık uygulaması üzerinden, almak ve satmak çok kolay. Altın fiyatı üzerindeki yükselişten yararlanabilirsiniz de ama altın zaten o kadar hızlı giden veya hızlı hareketler yapan bir ürün değil. Yani ekranda takip etmenizi gerektirecek bir piyasa döngüsünde değiliz. Ama altın her zaman için sizi her geçen gün 3. Dünya savaşları dönemine girdiğimizi düşündüğümüz noktada fiziki bir altına sahip oluyor olmak sizin psikolojinize iyi gelir en başta. Psikolojileriniz de yatırımlarınıza iyi. Zaten aslında baktığımızda dijital altınları mobil uygulamalar üzerinden altına yatırım yapmak yerine biz artık kripto para dünyasında da altının onsuna sabitlenmiş türev ürünler olduğunu görüyoruz. Bunlardan Tether Gold var, XAUT ve bir de PAXG’nin yaptığı PAX Gold var. Bunlar yerine halihazırda eğer kripto para yatırımımız varsa ve bu dönemde ilişkili dönemde neye yatırım yapacağım diye düşünüyorsanız dijital altın yerine bu taraftaki altın onsuna sabitlenmiş olan kripto para araçları tercih edilebilir. Fiziksel altın dediğim gibi psikolojik olarak sizi korur. Biz artık her geçen gün şirketlerde şunu görüyoruz: Rezerv olarak merkez bankalarının altın rezervi bulunduranları var tabii ki. Türkiye’de bunlardan bir tanesi. Bu güçlü kılıyor. Ama baktığımızda Bitcoin’le beraber her ikisinin de portföylerde bulunduruluyor olmasının daha maksimum verimi sağlayacağına inanıyorum. Bitcoin aslında enflasyondan koruyordu ama az önce bahsettiğim COVID döneminde yaşadığımız o M2 para arzı o kadar metrikleri bozdu ki Bitcoin ve altın grafiği ile korele halde giderken ondan sonrasında altınla olan korelasyonumuz bozuldu. Bu sefer riskli varlıklara yeniden yüzümüzü döndük. Ama hala ben kripto para piyasasını analiz ederken Bitcoin grafiğine bakarken, Bitcoin/dolar altın ons/dolar grafiği ile yan yana getirerek bakıyorum. Halihazırda baktığımızda burada Bitcoin lehine bir olumlu kırılma olduğunda Bitcoin ve kripto para piyasalarına da alış geldiğini görüyorum. Şimdi bu grafik önümde açık. Buraya baktığımda yine Bitcoin ve kripto paralar lehine bir kırılma olma arefesinde olduğumuzu görüyoruz. Bu da bize kriptoya alıcıların girdiğine dair bir öncü sinyal oluyor. Daha erken sinyal veriyor. Profesyonel yatırımcıların gözünde de şu an aslında altının ikamesi olmuş durumda. Fonlarda da bunu görüyoruz. Yani daha öncesinde altına yatırım yapanlar şu anda bir miktar Bitcoin yatırım yapıyorlar veya portföylerine altınla Bitcoin’i hedge ettiklerini, altını al, Bitcoin’i sat, Bitcoin’i al, altını sat gibi farklı senaryolar gerçekleştirdiklerini görüyoruz. Ama ben en sonunda açıkçası şu anda her ne kadar korelasyonumuz en çok riskli varlıklar gibi fiyatlansa da ve NASDAQ da bu güçlü korelasyon içinde sayılsa da ben hikayenin sonunu ABD 10 yıllık tahvil faizi ve altın gibi ve daha da önemlisi Bitcoin’in kendi özel niceliğinde olabilecek bir bağımsızlığının da olacağını düşünüyorum. Riskli varlıklardan altın ve tahvillere doğru bir korelasyon sonrasında Bitcoin’in kendi özel korelasyonu ve bağımsızlığı ile sonlanacak bana göre.”

YÜKSEK RİSK İŞTAHI ALTCOINLERİ DAHA HIZLI YÜKSELTEBİLİR AMA…

Gelinen noktada altcoinlerde mi yoksa Bitcoin’de mi daha fazla akümülasyon olduğunu görüyorsunuz?

Aslında altcoinler lehine kapıyı bize Ethereum araladı. Ether’in açıkladığı merge güncellemesi Eylül’de tamamlanacak. Bunun beklentisiyle beraber Ether’e para girişi olduğunu, bunun ardından da altcoinlere yayıldığını gördük. Zaten Ethereum pek çok altcoin için altyapı projesi. Bunun da etkisiyle şu anda haberi de çıkan coinlerin öne çıktığını görüyoruz. Haber geliyor ve tokenların fiyatlandığını görüyoruz. Ama şöyle bir algı var. Bunun unutulmaması gerekiyor. Bitcoin’in artık riskli bir varlık olarak görülmesi ve NASDAQ ile korelasyonu. Ethereum’un pozitif korelasyonunun daha yüksek olduğunu görüyoruz. Bu da bize şunu gösteriyor: Eğer global piyasalarda risk iştahı açıksa evet altcoin yatırımları yapılabilir, Ethereum ve altcoinler bir miktar Bitcoin’e göre daha yüksek yükselişler kaydedebilir. Ama piyasada risk iştahı törpüleniyorsa ve bir miktar huzursuzluk varsa Bitcoin altcoinlere göre daha pozitif duracaktır. Eğer biz piyasanın daha da iyileşmesini göreceksek olması gereken öncesinde para girişinin Bitcoin özelinde olması gerekiyor daha sağlıklı bir piyasa için. Bitcoin Borsa İstanbul endeksi gibi bir enstrüman oldu hayatımızda. Daha önce ethereum’un başlattığı bir ralli görmedik ama NFT’lerin çok hareketli olduğu, defi protokollerinin çok çok önemli olduğu ayrı ayrı projelerin dönemsel olarak yükseldiği, birbiriyle aynı kategorideki coinlerin yükseldiği dönemler gördük. Şu an öyle bir tasnif yok. Stable coinler her bir yeni stable coin piyasaya arz edildiğinde çok hareketli olmuştu. Şu anda dolayısıyla da aslında piyasanın daha güvende olması için özellikle 25 bin dolar seviyesinin üzerinde oluyor olması lazım Bitcoin’in.

GAMEFI VE NFT TOKENLARI AYRIŞABİLİR

Öyle olduğunu varsayalım. Diyelim ki Bitcoin dominasyonu olması gerektiği gibi hareket ediyor. Para önce Bitcoin’e kayıyor. Ardından yaşanabilecek bir altcoin rallisinde hangi kategorideki alt coinleri daha şanslı görüyorsunuz?

Piyasada mart ile mayıs ayında hem piyasadaki sıkılaştırma döngüsü hem de piyasanın kendi içindeki dinamiklerle (defi protokollerindeki hack olayları ve iflaslarla) baya sert satışlar gördük. Bugüne baktığımızda satılmayan hiçbir kripto para kalmadı. Ama genele baktığımızda yüzdesel olarak game projeleri biraz da NFT projelerinin bir miktar pozitif ayrıştığını görüyoruz. Bu da bize şunu da gösteriyor: 2021 yılına göre çok daha fazla içeriye yatırımların yapıldığını görüyoruz. Bu yatırımlar coin token yatırımları değil şirketlere yapılan ve projelere yapılan kurumsal yatırımlardan bahsediyorum. Ve bu rakam 2022’in sekizinci ayına girerken ilk haftasında 30 milyar dolar seviyesine ulaşmış. 2021’i aşmış. Genelde yine defi ve NFT protokollerine daha çok yatırım yapıldığını, bu sefer kerkezi protokollere yatırımların geldiğini görüyoruz. Çünkü defi projeleri oldukça kötü sarsıldı bu aslında hack ve iflas olaylarından dolayı. Sonrasında defi protokollerine yeni yatırımların yapıldığını görüyoruz. Böyle bir ayrım noktası var ama Ethereum şu anda aslında güncellemesini etkisi ile beraber bir göz bebeği olarak ayrışıyor. Bitcoin ve ethereum portföylerde bir miktar sigorta görevi de görüyor varlıklarını ispatlamış iki varlık olarak. Onun dışında çok fazla konuştuğumuz coinler ve tokenlar oluyor. Bunlar artık gamefi ve NFT sektörlerine girmiş ve büyük dev şirketlerle işbirlikleri haberlerini açıklıyorlar. Hem haber akışları ile hem de orta vadede temel analizleriyle birlikte değerlendirilerek daha öncü daha pozitif ayrışma gösteriyorlar, göstereceklerdir.

KRİPTOLAR İÇİN EVERGRANDE RİSKİ BİTMİŞ DEĞİL

Piyasadaki balinaların bazı haberleri piyasayı manipüle etmek amaçlı kullandığına ilişkin iddialar da var. Mesela Evergrande hikayesi ilk çıktığında kripto piyasalarını darmaduman etti. Bugüne gelindiğinde ise Çin’in tüm gayrimenkul piyasası çöküş tehlikesiyle karşı karşıya. Ama kripto para piyasasının gündeminde kendine yer bulmuyor. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz bu durumu?

Kripto para piyasası bilgi eşitsizliğinin en çok olduğu piyasa. Zaten finansal piyasalarda da genelde küçük yatırımcılar bilgiye en son ulaşanlar oluyor. Bilgiye ilk ulaşan ise genelde büyük yatırımcıdır. Zaten grafik ilk yükseliş emaresi gösterir, son yatırımcı o zaman alır. Bilgiyi en son öğrenen de odur. Bilgi genelde arkadan gelir. Kripto para dünyasında da bu var. Çünkü hem finansal hem dijital okuryazarlık hem de blockchain projelerinin takibinin bir arada yapılması, analizlerinin de buna göre yapılması gerekiyor. Bu bilgi yüzde 100 herkeste yok. Bu bilgiyi bilenler her zaman güçlü ama bazen sağlıksız nedenlerle de amaçlarla da kullanılabiliyor. Pek çok manipülasyonun olduğunu gördük geçmişte. Bu bilgilerin çarpıtılarak yansıtılmasından dolayı. Bir de şeffaflık diyoruz. Onchain analizi bize bunu gerçekten sağlıyor ama siz gelip de eğer bir şirketin elinde bulundurduğu rezerv olarak tuttuğu bilançoda, karşılığında ne tutuyor ne tutmuyor bunu tam olarak bilmiyorsanız maalesef ki manipülasyona da oldukça açık oluyor. Ki Evergrande krizi zamanında Tether’in bilançosuyla ilişkilendirildiği için o furya başlamıştı. Şu anda Evergrande krizi fiyatlanmıyor. Ama yeniden aslında ayaklanıyor olması zaten hemen hemen bütün portföylerde Asya şirketlerine ait hisse senetleri var. Hem kripto para dünyasında rezerv olarak olarak tutanlarda hem de geleneksel piyasalardaki etkisi ile beraber yine bizi etkileyebilecek bir nokta. Ama dediğinize katılıyorum. Gerçekten manipülasyonun çok fazla olduğu bir sektör ve regülasyonların olmaması da bu tür insanlara bir miktar güç veriyor. Sizin de bizim de yaptığımız yayınlar bunları biraz daha yükseltmek hem finansal okuryazarlığı hem de teknoloji okuryazarlığını kazandırmak adına oluyor Türkiye’deki kripto ekosistemine diyebiliriz.

YIL SONUNA KADAR 45-50 BİNLER MÜMKÜN MÜ?

İzleyicilerimizden gelen bir soru var: “Bitcoin teknik ve temel olarak düşünüldüğünde yıl sonunda 45-50 bin seviyelerine gitme potansiyeli taşıyor mu” demiş okurumuz?

37 bin 500-38 bin dolar seviyesine gitme potansiyelini görüyorum. Ama bunun üzerine, 45 bin ve 50 bin için Eylül ayını yaşamamız gerekiyor. Ve eylül ayındaki makro dinamiklere bir miktar bakıyor olmamız lazım. Çünkü öyle bir sonbahar ayı geliyor ki hem şu anda biz enerji krizi devam ediyor olsa da bunun etkisini görmüyoruz. Ama sonbaharda herkes enerjiye daha fazla ihtiyaç duyacak. O zaman göreceğiz. Fed’den sıkılaştırmada adımlarını onları bekliyoruz. O ayrıca olacak. Enerji deyince Rusya’nın eli güçleniyor. Rusya ve Ukrayna’da yeniden gerilim adımları olabilir. Çin-Tayvan şu an başladı ama abluka ve küçük bir gözdağı ile beraber kaldı. Onun etkileri olabilir. Dolayısıyla eylül-ekim ayındaki o fiyatlama oldukça önemli olacak. Bütün bunların piyasada nasıl fiyatlandığı ve nasıl geliştiği bize 45-50 binlere mi gidiyoruz yoksa yeniden piyasa bir dip arayışına mı gidecek, biz 20 bin dolar seviyesinin aşağısını 17 bin dolar seviyelerini yeniden görecek miyiz, bunu göreceğiz. Ama ben mayısta sat temmuzda al, temmuzda sat eylülde sat olarak iki farklı tema oluşturmuştu. Şimdi bu alım döneminden sonra eylülde yeni bir satış döneminin geleceğini düşünüyorum.

Bir soru daha geldi. Avrupa ve ABD borsalarında bir toparlanma var. Bu kripto paralara yansır mı diye sormuş izleyicimiz.

Yansıyor aslında. Biz onun da etkisini görüyoruz. Çünkü bilançolar açıklanmadan önce bütün bankalar şu söyleme girmişlerdi: İkinci yarıyıl böyle olmayacak. Ve aslında dediler ki “Bilançolar beklediğinizden daha yüksek yiyecek ve en kötü olanı biz ilk yarıyılda yaşadık. 2021 ilk altı ayı çok acı geçti. Sıkılaştırma adımları geldi. Negatif satıldık ama ikinci yarıyıl böyle olmayacak” diye. Aslında Goldman Sachs önderliği, Morgan’dan da okudum muhtemelen. Bu analizler, iyimserlik teması piyasaya sürüldü. Bu iyimserlikle beraber kripto piyasalarında iyileşme görüyoruz. ABD piyasalarındaki aslında etkiler, özellikle de NASDAQ’daki durum önemli olacak önümüzdeki günlerde.

KRİPTO PARA YASASINDA GECİKME HAYIRLI BİLE OLABİLİR

Kurumsal yatırımcılar cephesinde kabullenmenin yurt dışında ciddi işaretlerini görüyoruz. Özellikle de bankacılık ve fonlar tarafında. Sizce Türkiye bu açıdan geç kaldı mı yasal altyapıyı oluşturma konusunda?

“Evet yani miktar geç kalma var. Kurumsal tarafta eski işbirliklerimle de konuşuyorum. İş yaptığım insanlarda da bir beklenti var. Ama regülasyon en büyük engel olarak karşımıza çıkıyor. Fonlara veya portföylere eklenemiyor olması. Regülasyon en büyük engel, geç kalıyoruz. Ama geç kalmanın da bazen olumlu etkilerini de gördük geçmişte. Mesela mobil bankacılık kullanımında daha geç adapte olan ülkelerden bir tanesiyiz. Avrupa bölgesi daha önce başlayanlardan bir tanesi. Ama herkes eğer bir süre yurt dışında yaşadıysa herhangi bir Avrupa ülkesinde oradaki bankacılık sistemini yavaşlığını görüp Türkiye’deki bankacılık sistemine “Bizim bankacılık sistemimiz harikaymış, biz bunları şubeye gitmeden yapıyoruz” diye övgüler yağdırmıştır. Geç kalınca bazen yapılmış olan regülasyonu ve oradaki paketi komple alıp kopyalıyorsunuz. Bu sefer siz zaten daha önce yıktığınız bir sistem olmadığı için temiz bir alana getirip o sistemi entegre ettiğinizde daha iyi gidebiliyor. Bunun örneklerini gördük. Öncü olmak isterdik ama geride kalmamızın da bir pozitif etkisi belki de olabilir.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir