Euro mu, dolar mı?

Ufuk KORCAN / PARANIN ROTASI

Piyasalarda gerçekten olağanüstü hareketler yaşanıyor. Başta petrol ve altın olmak üzere emtia fiyatlarında büyük dalgalanmalar yaşanırken Euro/dolar paritesi 20 yılın en düşük seviyesini gördü. Makro ekonomi tarafında da ABD, Almanya gibi gelişmekte olan ülkeler dahil herkes enflasyonla topyekün mücadeleye girişmiş durumda. ABD Merkez Bankası (Fed) mart ayı toplantısında 25 baz puanlık artışla 2018’den bu yana ilk kez faiz artırımı kararı alırken, mayıs toplantısında 50 baz puan ile 2000 yılından bu yana en hızlı faiz artışını yapmıştı. Haziran ayı toplantısında ise Fed, 75 baz puanlık artışla 1994 yılından bu yana tek seferde gerçekleştirdiği en hızlı faiz artışı ile politika faizini yüzde 1.50- 1.75 aralığına yükseltmişti.

Olumsuzluklar üst üste

Fed’in parasal genişlemede de frene bastığı bu süreçte Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) özellikle faiz artırımı konusunda adım atmakta yavaş hareket etmesi dolar ile Euro arasındaki makasın dolar lehine kapanmasına neden oldu. Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın yol açtığı emtia fiyatlarındaki artış ve gaz tedarikinde yaşanan sıkıntıların yanında Almanya ekonomisinin uzun yıllar sonra cari açık vermesi ve İtalya’daki siyasi durum, Euro’nun güç kaybetmesini destekleyen diğer gelişmeler olarak öne çıktı.

Son kararla ibre döndü

Euro/dolar paritesinde son günlerde yaşanan düşüşün benzeri geçmişte de yaşanmıştı. 2014 yılı ortalarında 1.35 seviyelerinde olan Euro/dolar paritesi 2015- 2017 yılları arasında 1.03-1.16 bandında hareket etti. ECB’nin ekonomiyi desteklemek için bu süreçte faizleri sıfıra indirmesi, tahvil alımları yapması, Brexit tartışmaları ve terör saldırıları Euro’nun dolar karşısında güç kaybetmesine neden olmuştu. Bugün geldiğimiz noktada ECB perşembe günü 11 yıl aradan sonra faiz artırımına gitti ve politika faizini 50 baz puan artırdı. Beklenti 25 baz puanlık artırım yönündeydi. Karar sonrası yapılan açıklama, faiz artırımlarının eylülde de süreceği beklentilerini kuvvetlendirdi. Euro/dolar paritesinde 1 seviyeleri Euro açısından ‘en kötünün’ fiyatlandığı seviyeler olarak görülüyor. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde paritenin seyri hem Fed hem de ECB’nin alacağı kararlara bağlı olacak. Ancak ECB’nin faiz artışlarına başlaması ve Fed’in artırımlara ECB’den önce durdurma ihtimali ibrenin Euro lehine döndüğü şeklinde yorumlanıyor.

Euro yatırımcısının kaybı 6.5 milyar dolar

Türkiye’de bankacılık sektöründeki döviz hesaplarının dağılımına bakıldığında yaklaşık yarısının dolar, yüzde 26-27’sinin Euro geri kalanının ise diğer döviz cinsi hesaplardan oluştuğu görülüyor. Merkez Bankası verilerine göre yılbaşında sektörde yaklaşık 73 milyar dolara denk gelen Euro hesabı vardı. O günkü kurlara göre Euro hesaplarının büyüklüğünün 64.4 milyar Euro olduğu hesaplanıyor. Kurların geldiği seviyelere bakıldığında eğer euro cinsi tutulan döviz hesapları döviz cinsi olsaydı tasarruf sahiplerinin hesaplarında 8.3 milyar dolar daha fazla dolar olabilirdi. ECB’nin faiz artırımı kararı sonrasında paritede yaşanan yükseliş hesaba katıldığında ise bu fark 6.5 milyar dolara geriliyor. Şirketlerde Euro fazla DTH’ların dağılımına bakıldığında tüzel kişilerin bireysellere oranla Euro’yu daha fazla tercih ettikleri dikkat çekiyor. Yurtiçi yerleşiklerin mevduat bankalarındaki Euro hesaplarında toplam 64.2 milyar dolara denk gelen Euro’su var. Bu tutarın 31.2 milyar doları gerçek kişilerin hesaplarından oluşurken 32.8 milyar doları tüzel kişilerin hesaplarından kaynaklanıyor.

Dolar/TL’de bu seviyelere dikkat!

Dolar/TL paritesinin haftalık grafikte 17,07 TL seviyesinin üzerinde kalması olumsuz. Zira bu nokta üzerinde kalınması 18,25 TL seviyesinin test edilme riskini artırıyor. Bu sebeple parite üzerinde bir rahatlamadan bahsedebilmemiz için teknik anlamda öncelikle 17,07 TL seviyesinin altına inilmesi şart. Böyle bir senaryoda asıl rahatlama ise 15,73- 15,9 5 TL seviyesinin altına inilmesi ile sağlanabilir. Bu gerçekleştiği takdirde ilk aşamada 14,85 TL seviyesinin görülme olasılığı artacak. Özellikle 15,73 TL seviyesinin altına inilmesi 3 Ocak 2022 haftasında başlayan yükseliş trendinde kırılma anlamına geliyor. Bu sebeple olası geri çekilmeler de en önemli nokta şu an burası…

Paritede kritik seviye: 1.049

Euro/dolar paritesi 7 Şubat 2022 haftasında 1,14734 dolar seviyesinden başlattığı düşüş trend çizgisi ve etkisi altında. Bu trend çizgisini yakın dönemde bir düşüş kanalına çevirdi. Ve bu kanal içerisinde ana trend aşağı olmak üzere direnç ve destek noktaları arasındaki döngü tekrarlanıyor. Bu bağlamda bu hafta için düşüş kanalının direnç noktası 1,04909 dolar, destek noktası ise 0,98674 dolar seviyelerinde bulunuyor. Yani paritenin düşüş kanalın etkisinden kurtulması için öncelikle 1,04909 dolar seviyesinde bulunan direncini kırması şart. Bu gerçekleşirse öncelikli hedefin 1,07758 dolar seviyesi olduğu söylenebilir. Kanal içerisinde kalındığı sürece haftalık bazda ana trendin aşağı yönde olduğu unutulmamalı.

Fed’in parasal genişlemede de frene bastığı bu süreçte Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) özellikle faiz artırımı konusunda adım atmakta yavaş hareket etmesi dolar ile Euro arasındaki makasın dolar lehine kapanmasına neden oldu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir